yukarı çıkalım mı?

19 Aralık 2014 Cuma

Kimim Ben? - Bölüm #1




Soğuk bir kış günü.  Üzerindeki mahmurluğunu atamayan Ahmet, yarı uykulu kahvaltısını yapıyordu.  Bir parça peynir, birkaç zeytin, dünden kalma üç dilim domates ve bitmek üzere olan bir bardak çay.. Ocakta demlenen çay mutfağa  ılık bir hava veriyordu. Uykuya hasret kalan Ahmet ise içten içe kahroluyordu. Bir bardak daha çay almak için beyaz plastik sandalyesinden kalktı. Ancak sağ bileğinde takılı olan saat ilişti gözüne. Geç kalmıştı.. Her zaman olduğu gibi.. Son ekmek kırıntısını da ağzına atıp kahvaltılıklarını evin sessizliğine emanet etti. Anahtarının iskemle üstünde olduğu hatırlayarak hızla anahtarına yöneldi, aldı ve kapısını kilitlemeden hızla çıkıp gitti.


Gökyüzünü istila eden bulutlar yağmurun en yakın habercisiydi... Sarı yağmurluğunu çoktan giydiğinden sıkıntı etmedi, bisikletine atladığı gibi yola koyuldu. O an trafikte mağdur insanları düşündü. İki dakikalık yol için iki saat boyunca zincir oluşturarak bekleşen insanları bir türlü anlamıyordu. Oysa ne de kolaydı toplu taşıma araçları ya da doğaya zarar vermeyen bisikletleri kullanmak..  Bıkkınlık ifadesi ile gözlerini kapatıp dudağını sola bükerek tam tur pedal çevirmeye koyuldu. Geç kalıyordu!

Ahmet! Yine mi geç kaldın. Ne laftan anlamaz adamsın. Sana defalarca bir araba al demedim mi ? Bıkıp usanmaz mısın şu bisikletten! Neymiş efendim, sağlıklı yaşam için, vay efendim sosyal sorumluluk zırvaları.. Geç bunları da işe erken gel! Bu gidişle kovulacaksın, benden söylemesi!

Bu sözlerin sahibi muhasebe şirketinin müdür yardımcısı Mehbet Bey’den başkası değildi. Rahmetli babası  ilk üç çocuğundan üçü de kız olunca inatla dördüncüyü istemiş. Hani olur da erkek olursa kendi babasının ismini verip, soylarını devam ettirsin diye. Olmuş da hani.. Elli yaşından sonra doğuma giren annesi her ne kadar zorlansa da, yirmi dört saat inat edip içeriden çıkmamak için direnen bebeğe rağmen yenilmemiş ve bir oğlan doğurmuş sonunda. Buna sevinen baba hemen nüfus dairesine gidip biricik oğlunun adı kendi babasının adını vermek istemiş haliyle.. Nüfus memuru da Mehmet yerine Mehbet yazınca, sineye çekip ses etmemişler. Yetmiş senelik Mehmet olmuş mu sana Mehbet! Bir güzel olmuş.. Adı gibi kendisi de sevimsiz, kendini beğenmiş bir tip olmuş zamanla. Ama bir de müdür yardımcısı olup insanlara eziyet etmeyi kendine bir görev bilmesi de ayrı bir başarısıdır..


Bu hikayeyi uzun zaman önce çay ocağında çalışan Kadir’den öğrenmişti. Mehbet söylenmeye devam ederken aklından geçen bu hikaye olmuştu nedense. Küçük bir gülümse oluştu yüzünde ve “Bu son olsun Mehbet ağabey” dedi. Mehbet kelimesini öylesine bastırarak söylemişti ki sinirlenen Mehbet odasına gidip kapısını hızla kapattı. Klasik son..  Bıyık altından gülümserken dikkatli bir şekilde sarı yağmurluğunu, ardından da gri kaşeli kabanını çıkarıp kapının arkasındaki askıya astı. Derin bir nefes alıp çalışma masasına yöneldi. Malum, dünden kalma fazlaca iş bekliyordu ve üstüne üslük günün işleri de büyük bir mutluluk kaynağıydı! Masada bekleyen evrak işlerine gözlerini devirerek bakakaldı. “Bugün çok güzel bir gün olacak gibi ha!” diyerek ilk evrakı incelemeye başladı. Ancak gerekli muhasebeleştirme işlemlerine tabii tutulacak sistemin hantalca açılışını bekleyeceğinden, kendine bir bardak kahve almaya gitti. Üstünde “Ahmet’e özel” yazılı bardağa üçü bir arada ekleyip, yağmur zerreciklerinin camı dövüşünü izlerken kahvesinden bir yudum aldı. 

Bir beden.. Üç farklı adam.. Devam edecek..

İnci D. - Göçebe~

11 yorum:

  1. Ben de kendimce Mehbet yazmış yanlışlıkla, diye düşünüp Mehmet olarak değiştirmiştim okurken:) Sonra ne güldüm ama ya. Ne güzel anlatmışsın içine girdim devamını beklemeye başladım bile. Ayrıca umarım samimiyetime inanırsın, ben yazım hatası anlatım bozukluğu olan yazıları okuyamıyorum ne yazık ki; ama senin yazdıkların da senin bilgini, senin kültür düzeyini ortaya koyuyor ve bir çırpıda okuyabiliyorum. Bakalım devamı ne zaman gelecek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin bir isim hikayesi muhakkak vardır diye düşünerek küçük bir kurgu olsun demiştim. :)) .
      Farklı olmasını ümit ettiğim bir hikaye ve inşallah altından kalabilirim. İlk kez böyle bir şey yapacağım aslında. Büyük bir kararsızlık yaşadım en başında ama en fazla okunmaz diye düşünerek bir parçasını yazdım. İmla hatalarına dikkat etmeye çalışıyorum bazen gözden kaçan bir şey var mı diye bakıyorum.Zaten o hatalar olunca güvensizlik oluşuyor. Ben de senin gibi düşündüğüm için özen göstermeye çalışıyorum. Bu arada beğendiğine çok çok sevindim, teşekkür ederim. Belli bir düzene bindirip, dizi şeklinde yayınlamayı düşünüyorum. Umarım başarabilirim. :)

      Sil
  2. Bence şahane bir fikir. Şahane de bir girişle başlamışsın. Bana dershane günlerimi hatırlattı hatta, kurucu çaycı filan:) Gözümün önüne onlar geldi. Hepsi bir kenara bakalım Ahmet sisteme ne kadar direnebilecek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin desteğin de olunca belki daha kolay yol alabilirim ..
      Çember merkezinde kalan bir odaya açılan sınırsız kapılar gibi Ahmet.. Bakalım daha neler olacak :)

      Sil
  3. Canım yüreğine sağlık..Çok güzel olmuş..Devamını ne zaman yazarsın? çok beklemeyiz değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belirli aralıklarla devam ettireceğim. Çok bekletmem sanırım, beğendiğine çok sevindim. Fidan kadar yazamasam da bir şeyler yapmaya çalışıyorum :)

      Sil
    2. Şöyle demesene Allah aşkına çok üzülüyorum. En az benim kadar iyi yazma kabiliyetine sahipsin çok ciddiyim. Ve sonradan fark ettim ki hikayede üç farklı kişilik okuyacağız tabii doğru anladıysam... Böylesi daha heyecanlı geldi kulağa:) Bir şey okuyup merakla gerisini bekleme fikri ve hissi de bana çok keyif verdi ne yalan söyleyeyim:) Tekrar eline sağlık.

      Sil
    3. Aaa canim ikiniz de apayrisiniz..Harika yaziyorsunuz.Yazdiklarinizla bizi de kendinize cekiyorsunuz. Masallah size

      Sil
    4. Kişilik çatışması içinde bir genç adamın hikayesi olacak. Sırf bu yüzden zorlanacağımı düşünüyorum. Kurguda özellikle.. İnşallah yüzüme gözüme bulaştırmam :)

      Sil
  4. Biraz hikayeye girelim biz de düşüncelerimizi yazacağız elbette:) Tabii izin verirsen. Gerçi masadaki o fazla kupadan ilham alabilirsin:) Sonuçta sahibi ortalarda yok değil mi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın, çok teşekkür ederim. 2. kısımda hareketlenmeler başlayacak :)

      Sil