yukarı çıkalım mı?

16 Mayıs 2019 Perşembe

Uykusuz Yolcu




Kısa yolculukların iyileştirici bir yanı var muhakkak. Issız bir otobanda yol alan otobüs camından bakıyorum. Karanlığın pusu kurmuş yırtıcıları birbirlerini avlarken hayatım adına aldığım, alacağım planları gözden geçiriyorum. Planların sonuçlarının başka planlara yelken açacağını bilsem de sorun değil. Böyle durumlarda küçük bir gülümseyiş bir de tuz lambası ışığı günümü iyileştirmekten fazlasına muktedir.

Bugün baktığım tarot falı ne hikmetse çıktı. Kupa yedilisi artık daha dikkatli olmak konusunda uyarmıştı .Fallara inanmamam gerektiğini birçok insan söylemiş olsa bile.. Tamam kahve falları son buldu lakin tarota engel olamıyorum. Kartların büyülü dünyası beni başka aleme taşır gibi. Bitmek bilmeyen sevdamın en büyük nedeni de bu.


Biten kitabın kapağını içime işlercesine inceledim. Bir cinayetin işleneceğini ve cinayetin işleneceğini bildikleri halde kimsenin bunu durdurmak için çaba sarf etmemesini konu alan bir kitap. Her şey kırmızıya boyanacak ve bir yaşam sonsuza kadar hayatın kadranındaki yerinden olacak. Bildiklerimiz açıklığa kavuşmazsa, bir şeylere zarar getirebilme öngörüsüne dahi kilitli kutular içinde sır olarak sakladığımız gerçeği.. Kitabı son kez inceleyip koltuğun arkasındaki fileye koydum, kulaklıktaki şarkının bir diğeriyle yer değiştirmesi sırasında muavin isteğim kahveyi getirdi. Aracın tüm ışıkları kapalı herkes derin uykuda. Ben, sekiz yıldır uzun yollara direnen ben; asla uyumam.

Gecenin bir vakti, mola yerine vardık. Birkaç kişi indiyse de hava mevsim şartları için biraz serin olunca inen kişiler araca geri dönmek zorunda kaldı ya da mola yerindeki minik bir kafede çay içmek için hiç tanımadığı ama uzun saatler daha yol arkadaşlığı yapmak zorunda olduğu kişilerle sözleşmiş misali masalara geçtiler. Kimisi de sigara yaktı gecenin koynuna üfledi yorgunluğunu. Muavinin getirmiş olduğu kahve daha bitmemişti, devam ettim. Çayı  sevmem..

Saatler sonra AŞTİ'ye varmış olmanın mutluluğu.. Tabiki daha yolum olacağı için kısa süren bir mut. Birkaç saat oyalanmam, telefon şarjı için de priz bulmak gerekecek. Oturduğum kafede limonata görseli olmasına rağmen kendisi yokmuş. Görünen her şeye inanmamak lazımmış, doğru felsefe..

Günlük on bin adım atma hevesi sarınca Aşti'yi bilmem kaç kere tavaf ettim bilmem, ama sonunda on bin adım benimdir. İki bastonuyla yürümeye çalışan dedeyle de bilmem kaç sefer karşılaştık. Alzheimer değilse benim hakkımda neler düşünmüştür kim bilir? Neyse ki tek yüküm sırt çantam hareketime engel değil.

Tuvalet girişinde kasa başında bekleyen adama bozuk param çıkışmayınca elli kuruş eksik verdim. Birazdan getiririm desem de hiç inanmış gibi gözükmediği her halinden belliydi. Bankamatikten para çekip bozdurup adama götürene kadar ki süre içerisinde yerinde başka bir adamın oturduğunu gördüm. Durumu izah edip, parayı verdim. Kimseye borçlu kalmamak lazım. Hele tuvalet görevlisine, asla! 

Elindeki valizini yerde sürükleyerek giden yorgun küçük kız annesine ters ters bakarken saat geldi çattı. İkinci araçta uykusuzluktan bitap düşmek nedir bilmeden daha saatlerce yol alacak olmam hiç önemli değil. Bir yerden müzik bir yerden izlemiş olduğum filmlerin arşivi arasında en izlenilesi hangisi diye bakınıp duruyorum. Ön koltukta oturan iki teyze de ellerinde telefon, birbirlerine bir şeyler gösteriyor. " Altın Kızlar" grubundaki dedikoduları, tarifleri, torun fotoğrafları paylaşımları görünce istemsizce gülüyorum. Muavin aracın tüm ışıklarını kapadı ve gecenin sabaha teslim olmakta inat ettiği saatlerde hala ayaktayım ve yoldayım. İçimde garip bir özlem.

Göçebe~inci


26 yorum:

  1. Benim otobüs yolculuklarım genelde 15-16 saat sürer. Çoğunluğu memlekete gidiş ve dönüş yoludur. İçime doğru akan sevinç ve hüzün pınarıdır. Ayaklarımı, dizlerimi isyan ettirse de, içe dönük yolculuklar, berrak bir düşünce ve kendimi muhasebe etme imkanı veren mümbit bir toprak gibidir. Uzun da olsa kısa da olsa, bu yüzden severim otobüs yolculuklarını. Mutlaka bir kaç kitap alırım yanıma ama bir tanesini ya bitirir ya bitiremem.
    Kimseye borçlu kalmamak hususunda haklısınız, hele de tuvalet görevlisine ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zamanla yollar da uzamaya başlıyor. Yine de yolda olmayı doğamız gereği seviyoruz. Küçük anılar biriktirmek için iyi bir yöntem. Sık sık tekrarlamak iyi geliyor. Kitaplar ve müziklerle yolun büyüsü de artıyor.

      Sil
  2. üniversitedeyken ne çok otobüs yolculuğu yaptım ben de severdim bol bol okur ve bol bol da uyurdum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üniversite hayatıyla başlıyor her şey. Sonra zamanla bir rutin haline geliyor gibi. Uzun yolda okumak epey güzel tabi uyumak daha güzeldir. İmrenmemek elde değil ..

      Sil
  3. ooooooooo nee güzeeel yazını görmek. gelcams okumayağğ :)

    YanıtlaSil
  4. Otobüs yolculuğunu ne güzel anlatmışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke herkesin otobüs anılarını dinleyebilsek.. Teşekkür ederim :)

      Sil
  5. Güzel anlatım olmuş yazı beni yolculuk anılarıma götürdü.

    YanıtlaSil
  6. Okudukça yol anılarım canlandı gözümün önünde. Molada inilen serin ve küçük kafetaryanın beni kendime getirişini özlemişim, güze bir yazı olmuş. Takipteyim bana da beklerim. 🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mola yerleri her zaman serin oluyor demek ki.. Teşekkür ederim :)

      Sil
  7. Güzel yazı elli kuruş görevliye vermek için bankamatiğe kadar gitmişsiniz :)

    Merhaba Bloğum yenidir destek olursanız sevinirim. Bloğunuzu takibe aldım.

    YanıtlaSil
  8. Kendi otobüs yolculuklarıma gittim hani okul yıllarına. Özlem duydum, özlediğim otobüs yolculuğu mu, öğrencilik yılları mı bilemedim. Belki her ikisi de. En doğrusu yazıda yaşadım, teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iş hayatından sonra öğrencilik yılları bir hayli özlemle anılıyor. Öğrenciyken de kıymet bilmeyiz :)

      Sil
  9. ay yaaa çok güzeldi buuuu. otobüs yolculuğu bayılırıım. evet gözden geçirme ve kararlar için nefis ortam. hep kahve içeriiim. müzik evet bi de film izlerim. ama uyanık kalabilirsem. gece yolculuğu severim veee bindiğim anda uyuyom yaa taaa aştiye kadar hihi aşti biricik çook severiim :) eveet teyzeler hep altın kızlar diyo de miiii wadzap gruplarınaaaa :) ne hoş yazıydı buuu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Otobüste yapılacaklar sınırlı ah keşke koltukları yatak pozisyonuna dönüştürebilsek de rahat rahat uyusak keyfime düşkünüm sanırım bundan dolayı uyuyamıyorum otobüslerde.. Aşti'nin yeri ayrıdır tabi ben de severim uğrak mekan yerimiz oldu çıktı..

      Sil
  10. Üniversitede yapardık otobüs yolculuğu. Aşti'de otobüs beklemeler, heyecanlar, hüzünler... Maziye götürdü yazınız beni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşti'de bekleyişin, hüznün bile yeri ayrı.. Geçmişe özlemler ise hiç bitmiyor.

      Sil
  11. Otobüs yolculukları deyince aklıma üniversite yılları geldi. O zamanki otobüs yolculukları çoğu zaman içinde hüzün barındırsa da yine de özledim.Teşekkürler bu güzel yazı için, keyifle okudum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üniversite yıllarında başlanan yolculuğun ayrı bir yeri var. Her daim yolda olmayı seviyorum, yorum için teşekkür ederim :)

      Sil
  12. Otobüs yolculuğunun büyülü dünyası olsa gerek sizin kitabın ismi. Güzel bir anlatım olmuş gerçekten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yolculukların her biri büyülü bir dünya. Teşekkür ederim yorumunuz için.

      Sil
  13. Otobüs yolculuklarını iyi bilirim, yıllarca İstanbul-Ankara arası en çok yol yapan kim deseler açık ara şampiyon gelirim. Bu konu bir tarafa, asıl ben gözlem yeteneğinize, bunu yazıya aktarmanızı çok beğendim. Hayli zordur, ben kurgu yapmayı yeğlerim. Zira çevrende olan biteni düz bir yazı tekniği ile anlatsan okur sıkılacak, azıcık edebiyat katsan, tek bir yanlışında komik kalacaksın. Yani hakikaten zordur gözlemlerini yazıya dökebilmek. Bu yazı dilini ve tekniğini geliştirmeyi çok isterdim.
    Kutluyorum sizi. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Edebi yazımlarla pek aram yoktur ama kendi çapımda karalıyorum diyelim. Yorumunuz için teşekkür ederim Taner Bey..

      Sil