Serin bir yaz gününden kalma ürperti düşlerime dokunuyor. Tuzlu suyun genzimi yakışını hala hissederken ekim ayının sonuna geldiğime inanmak istemiyorum. Gri duvarları renklendirmek adına aldığım boya beklemekten bayatladı.Daha dün gibiydi oysa. Zaman ne çabuk geçiyormuş.
Valizim boş ve kimsesiz bir odanın köşesinde yaz ayının gelmesini bekliyor. Az eşya az insan çok huzur felsefesine sarılmak epey katkı sağlamış, fark etmeden.. Gece yürüyüşleri daha bir anlamlı. Özellikle yağmurun yağacağını haber eden bulutların gökyüzünde salındığı geceler..