Hangi kitabı eline alsan diğerinin hatırı kalmasın diye bir gözün de ondandır. Bir türlü karar veremezsin hangisine başlasam diye. Bölük bölük ve düzensiz çalışmalar sonunda günün 24 saatini tüketiverirsin. Zamanı verimli kullanmak diye bir kavram var ki benim huduttan bir türlü geçmek bilmez canına yandığım. Şurada sayılı günler kalmış, hadi onu da geçtim bazı nedenlerden dolayı geç başlamışsın kurs murs işlerine otur da bir güzel çalış değil mi ama? Hep bahane hep bir dırdır.. Eniştem desem "Zengin bir koca bul da kurtul kızım bu dertten. Ne uğraşıyorsun ki sanki" der ve bıyık altından pis pis sırıtır. Ha bir de o zengin muhterem kişi kafa dengi olacakmış ki kendisine sorun çıkarmasın. O da bir yerde haklı. Malumunuz başında zaten bir dert var ki.. Eyvah eyvah! Bir tane daha olursa herhalde kafayı yer adamcağız. Neyse ben en iyisi hiç o "Dünya evi" kapısını uzunca bir süre açmayayım. Kapı açmayayım derken kendi evimin kapısını açarım elbet. Bu devirde evin olmadan nereye?
Eşek gibi çalışıp, azıcık para kazanıp, birikim yapıp, damlaya damlaya göl oluşturmak lazım. Sonra oluşan o göl ile yetinmeyip, ki zaten yetmez, bir de bankaya git ev kredisi adında borç iste.Sonra incele elekten geçirsinler, sıksınlar boğazını.. Tam takır kuru bakır bir şekilde baba evine dön. Sonra birkaç kez daha dene dene dene.. Şu Ramazan günlerinde adı lazım değil kola markasının kapağının altında bile bu kadar sık deneme tabirine denk gelemezsiniz. Bilmem kaçıncı deneme sonrasında kabul edilmiş olduğunu kabul edip sana uygun bir ev bakmaya yola koyulursun.
O güne kadar aklından geçen pembe panjurlu evleri aslında bir kenara itsen hatta yıkıp baştan şekillendirsen senin için daha iyi olacak gibi küçük kız. Aslında hayalimdeki evi açıklamaya kalksam "Ih bu muydu" dersiniz belki ya o yüzden hiç bulaşmayayım. O size göre "ıh olmamış" konulu evi uzunca bir süre ararım ama muhakkak bulurum. Bulmak benim işimdir. Aslında bulmak da sorun değil de sorun bulunanın arz ve talebini karşılayabilmek. Benim talep tarafımdan karşılandı da o arz ne olacak arz? Onu karşılayabilecek miyim acaba? Belki de talebimin istikrarı konusunda bir kez daha düşünmem gerekecek.
Kpss'ye hazırlandım, sınava girdim, iyi bir puan aldım, atamam da yapıldı, evimi de aldım. Tabii ki hepsi hayal ürünü. Daha yolun başındayım. Hatta bu yolun başlangıcında bile devlete borçluyum. İş hayatına atılmadan insanın borcu mu olur? Ee olur tabii. Yazın yediğin hurmalar meselesi sanırım bu sonbahara doğru gerçekleşecek. Ben en iyisi ders çalışayım. Bu kadar "Zamanı verimli kullanma" olayı yeterli sanırım :)
İnci
Koca bul kurtul kısmına ben de çok kızıyorum. Koca bulup kurtulma planını uygulayan, kendince de kurtulan çok kadın var. Ama, seven, yuva kurmak isteyen, bir ömrü birlikte geçirmek için evlenen de çok insan var:) Neyin ne zaman geleceği hiç belli olmuyor. Kurtulmak için değil; ama sevdiğin için evlilik haberini alırız belki ne dersin:) Sınav konusundaki stresini çok iyi anlıyorum. Allah yardımcın olsun, kolaylık versin demekten başka elimden bir şey gelmiyor...
YanıtlaSilKoca bulunca sorun çözülmüyor ki. Öyle söylediğin zaman da feminist damgasını yapıştırıyorlar. Sanki evlenen herkes mutlu. Mutlu olsalardı boşanmak isteyen çiftlerin emekli maaşı kuyruğu gibi avukat kapılarında dizilmelerin görmezdik. Yalnızlık daha iyi gibi :)
SilÇok sağ ol Fidan'ım :))
Blogunuzu http://aylindenipuclari.blogspot.com.tr/ nin blog takip etkinliğinde gördüm :) Banada beklerim.
YanıtlaSilwww.beautybygizzy.blogspot.com.tr
Blogun çok güzel olmuş ellerine sağlık bundan sonra takipteyim :)
YanıtlaSilBende beklerim http://www.hayatimakyajla.com/
Sevgiler,
Ebru