Günlerden Pazar. Öyle sıradan bir gün gibi. Komşuların
getirdiği bir kase aşure inatla yenmeyi bekliyor. Nar ve cevizle süslenmiş, kim
yaptı bilmediğimden içim çekmiyor. Zaten aşureyi oldum olası sevmiş birisi
değildim, olacağımı da sanmam.
Kahve kadehlerinin sayısını attırmamdan mı bilinmez, sol
yanımdaki ağrıların şiddeti günden güne artıyor. Yaşlanıyoruuum.. Havalar desen
ayarını tutturamamış conta gibi.
Ne olacağını kolay kolay kestiremiyorsun. Yine de seviyorum. Soğuk, sıcak, yağmurlu, hüzünlü bulutlu gökyüzü.. en çok da soğuk, kış. Kış geliyor diye diye kışı da getirmeyelim mi artık? Gelsin, geldi de. Montunuzu, şemsiyenizi ve sevdiğinizi yanınızdan eksik etmeyin canlar.. Ben, o doğru adamın gelmesini bekliyorum. Aslında O olsun ama o olmasın dediğim, gelmeyecek. Biliyorum. İkinci doğrusu gelsin, üçüncü olmasın. Üçler bana ihaneti hatırlatır, iki iyidir. Bir zaten bencildir, gelmez. Beklemeyelim değil mi?
Ne olacağını kolay kolay kestiremiyorsun. Yine de seviyorum. Soğuk, sıcak, yağmurlu, hüzünlü bulutlu gökyüzü.. en çok da soğuk, kış. Kış geliyor diye diye kışı da getirmeyelim mi artık? Gelsin, geldi de. Montunuzu, şemsiyenizi ve sevdiğinizi yanınızdan eksik etmeyin canlar.. Ben, o doğru adamın gelmesini bekliyorum. Aslında O olsun ama o olmasın dediğim, gelmeyecek. Biliyorum. İkinci doğrusu gelsin, üçüncü olmasın. Üçler bana ihaneti hatırlatır, iki iyidir. Bir zaten bencildir, gelmez. Beklemeyelim değil mi?
Bu 2014’de hayırlı bir sene olarak geçmedi. Atarsa 2015
olmadı 2016, 2017. Beklerim ben, hem de çok iyi beklerim. Beklemek denildiği
akla önce ben gelirim. Kimi zaman boş beklerim, koyunları da saymayı beceremem.
Sıkılırım. Kitapların başucunda beklerim. Zaman daha çabuk geçiyor, bence
denemelisin. Ya da uyku. Hmmm, en büyük tutkum. Uyuyan güzel de kimmiş benim
yanımda!
Hiç kötü bir olay yaşadığınız anın içinde, zamanın yavaş
aktığını hissettiniz mi? Bir bardağı elinden düşürdüğün o saniye içindeki an,
ne kadar da yavaş akıyor. Ya da canım, yeni aldığın telefonu birisi elinden
kapıp kaçtığı anda? Hemen olup biten olay sanki o an yavaş çekim ile
kaydedilmiş gibi . Einstein’ın bu kadar zeki bir insan olmasını buna
bağlıyorlar. Tabii bu bir varsayım. Neyden mi bahsediyorum? Tabii ki Einstein
geç konuştu, dersleri zayıf bir öğrenciydi. Ya daha sonra? Tek tek ve yavaş
konuşmasının ardında, olayları normal
akış hızından daha yavaş bir şekilde görmesi ve algılaması ortaya bir dahi
çıkarmış olmasın? Bunu beynini kaçıran çılgın doktora sormak lazım..
Müzik yok, kocaman bir sessizlik hakim. Bu demektir ki, "Uyumalıyım"
Adiyos Amigo
Merhaba
YanıtlaSilblogunu Fidan' in etkinligi sayesinde kesfettim. Yazis tarzini da cok begendim. Ugramak istersen bana da beklerim. Sevgiler :)
Beğenmene çok sevindim. Uğrarım tabii, ne demek.. :))
SilBir, iki ve üç konusundaki yorumuna bayıldım... Eline sağlık.
YanıtlaSilBloğuma uğramış olmana çook sevindim, teşekkür ederim :)
Sil