Bugün iki ördek yavrusu ile geldi bizimkiler. Sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum. Karmaşık
bir durum. Erzak alışverişi için gidiyorsun ve eve o sevimli sarı tüy yumakları
ile geliyorsun. Sevilesi yaratıklar, buna bir itirazım yok. Hatta atalarının
ataları ile tanışıklığım 3 yaşımda başlamış. Hatıralarım amatör bir
fotoğrafçının kadrajından çıkan flu fotoğraflar gibi silik, net değil.
Oralardan anımsıyorum artı o günlerden kalan sarımsı fotoğraflar da buna canlı
bir kanıt.
Beyaz demeye bin şahit isteyen, kirli ve bir o kadar da
yaramaz, boyum kadar bir ördek ile çekilen fotoğraflar. Kütlesi benle eş
değerde oluşundan mı bilinmez pek bir hoyrat pek bir yeteneksiz tutmuşum
hayvancağızı. Eziyet edercesine resmen. Hayvan hakları savunucuları gelseydi
eminim o küçük yaşımda beni protesto bile edebilirlerdi. ( J ) Boynundan tutup bir
yerden bir yere taşımaya çalıştığım, başka bir fotoğrafta zorla bir şeyler
yedirme çabasına giriştiğim o ördekler. Ayı yavrusunu severken öldürürmüş. Ben
de o misal elimden geleni yapmışım bu konuda. Sevginin en saf hali o dönemlerde
olunca buna şaşırmak kadar saçma bir durum olamaz aslında.
Günümüz koşullarının getirdiği betonarme yapılar nedeniyle
hayvanların doğal yaşam alanları git
gide yok oluyor. Bazı hayvanlar ya ölüyor ya da zor şartlar altında yaşam
savaşı veriyorlar. Bunun tek suçlusu bizleriz. Aç gözlü oluşumuz, azla
yetinmeyip doğayı harap etmemiz ile o küçük canlıların yaşama haklarının
olduğunu unutmamız … Konuşamıyor olmaları acı hissettirmeyen bir zırh ile kaplı
olduklarını göstermez. En az bizim kadar kanlı canlılar ve yaşamak onların da
hakkı.
Başka bir konu da evcil hayvan satan dükkanların var olması.
Küçük kafeslere, fanuslara tıkıştırılan hayvanlar… Neredeyse her gün böyle bir
dükkanın önünden geçiyorum ve minik suratlarındaki o ifadeye takılıp kalıyorum.
Hepsi de alıcısını bekler gözlerle sokaktan geçen insanlara bakıyorlar. Hayvanların
yapısını bile değiştirir olduk. Doğal ortamından alıp önce kafeslere tıktık
sonrada evlerimizde o köşeden bu köşeye sinmelerini izledik. Bir iki kez
okşayıp, yemeğini suyunu verdik.
Bahsettiğim şirin iki ördek yavrusunun bağrışları satır aralarına karışıyor şuan. Bir yanım gelişlerinden mutlu olurken bir yanım
tam aksi bir çizgide yol alıyor. Ancak vicdanın sesini kısmış satıcılarından
kurtulmuş olduklarını düşündükçe aksi düşüncelerimi de sapıtıyorum. Bu arada
isimsiz kalmalarını istemedim. Edi ve Büdü.. Evimizin yeni çığırtkanları her
şeye rağmen hoş geldiniz.Hep beyaz kalın emi..
Göçebe~
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder