Son zamanlarda kelebeklerle donattım hayatımı. Renk renk.. İrili
ufaklı bir sürü kelebek.. O kadar
ihtişamlı kanatları var ki hele ölümsüzlük şerbetinden içmiş gibi bir o
kadar da mağrur ifadeleri yok mu? Onlara bakmaktan alıkoyamıyorum kendimi. Tabiat
ananın kusursuz örneklerinden birisi yalnızca onlar. Peki, hayatları da
kendileri gibi ihtişamlı ve bir o kadar kusursuz bir ömür mü sürüyor derseniz, buna
katılmak biraz güç.
Bir kelebek ile tırtıl arasında nasıl bir ilişki olabilir
diye düşününce, kelebek gibi güzel bir yaratığın nasıl olur da tırtıl gibi
sevimsiz bir yaratıkla ilişkisi olabilir diye düşünebilirsiniz. Tırtılın
zamanla etrafını ördüğü koza zamanla onu güzeller güzeli bir kelebeğe
dönüştürüyor. İşte tamda burada doğanın zıtlığı mucizesini bir kez daha kanıtlamaktan
geri kalmıyor.
İşte.. Bu güzelliğin sembolü kelebekler.. Onca evrim
sürecinden sonra uzun ve mutlu bir ömür geçiremeden bir günlük hayat için kanat
çırpıyorlar. Sadece bir gün.. Ama yine de doğmaya devam ediyorlar. Hayatlarındaki bir günü yaşamaktan geri durmuyor; canla başla uçtukları gökyüzünde, kondukları bir çiçekte iz bırakıyorlar. Ne kadar yaşadığın değil, nasıl yaşadığındır
aslolan. Ve bunu bize bir kez daha kanıtlıyorlar.
Göçebe~
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder