yukarı çıkalım mı?

13 Mart 2012 Salı

Hikayenin Serüveni~

Bir hikaye var, tam da dilimin ucunda. Anlatılmaya aç bir o kadar da dinlenilmeye hasret sevda türküsü gibi. Bir tekerlemeyle başlar çoğu vakit, ünlem işaretleriyle ve soru çengelleriyle son bulur. Başka şehirden çok uzak bir lisana özlem duyar. Farklı kelimelerin aynı şeyi niteleyebildiği  gizemin kapısını açarak saklanmak niyetindedir genelde.

Sessiz mekanın tüm suskunluğunu bir kitapta anlatıverir. Hem de hiç farkında olmadan yapar çoğu zaman. Bazen, hayran bakışlarla izler parkta oynayan küçük çocukları. Çocuklar onu görmez ya bundan da pek keyif alır hani.

Baharı severdi o. Ne kış ne de yaz. Bahar onun tek tutkusuydu. Kır çiçeklerinin, uçsuz bucaksız dünyasında onu yolcu etmesine bayılırdı. Olur olmadık zamanlarda ağlardı. Bazen mahsun bazen hırçın kimi zaman da suskunluğa yenik düşerdi. Altı üstü sıradan bir hikayeydi herkesin gözünde. Ama yine de anlatılmayı beklerdi büyük umutların bahçesinde..Acının son bulduğu yerde..

Göçebe..

4 yorum:

  1. 'Olur olmadık zamanlarda ağlardı. Bazen mahsun bazen hırçın kimi zaman da suskunluğa yenik düşerdi.'
    yine harika yazıydı tatlım...

    YanıtlaSil
  2. Kimi insanların anlatacak bir hikâyesi varken, kimi hikâyelerinde anlatılacak kimseleri vardır.

    Sonraki kayıta geçiyorum :)

    YanıtlaSil